Felsefe, benzerine artık yalnızca müzelerdeki mermer büstlerde ya da solmuş taşbaskısı resimlerde rastladığımız gizli hikmetlerle dolu görünen bir kaç ağır başlı, saygıdeğer sakallı üstadın dile getirdiği gizemli kavramlardan oluşmuş, ince karmaşık örümcek ağı değildir. Filozoflar da yalnızca Platon ve Aristoteles gibi değildir. Özel bilgisi olan ve belli bir biçimde yaşayan; kendini, çevresini, anlamayla ilgilenen her insan belli türden bir filozoftur. (Felix Marti-Ibanez)
Felsefeci “Zaman nedir?” diye sorarken bir yetişkin çoğunlukla bu soruyu sormaya ihtiyaç duymadığını belirtecektir. Onlar haftalık alışverişe zaman bulup bulamayacaklarını ya da gazeteye göz atmak için zamanlarının olup olmadığını sormaya daha çok eğimlidirler. Saatin kaç olduğunu sorabilirler ama zamanın kendisinin ne olduğunu sormayacaklardır. Jaspers’ a göre de yetişkinler yıllar geçtikçe çocuklardan farklı olarak üzerine soru sorulmayacak konulardan, gizli tutmalar ve uzlaşmalarından oluşan bir belleğin içine girer. Oysaki bir çocuk günlük telaşlardan ve sıradan koşuşturmacalardan uzak, yakınındaki bir yetişkine “Zaman nedir?” diye sorabilir. Öyleyse neden çocukların felsefe yapıp yapamayacağı tartışılmaktadır? Bunun başlıca sebeplerinden biri çocukların bilişsel kapasitesiyle ilgilidir. Çocuğun yetişkinden farklı olarak kendine özgü özellikleri vardır ve onun felsefe ile ilişkisine değinmek istiyorsak bilişsel özelliklerine yönelmemiz uygun olur. Çünkü felsefe düşünme etkinliği olarak bilişsel bir faaliyettir ve bu faaliyet kavramlar aracılığıyla gerçekleşir. Çocuğun somut ya da soyut olarak sınıflanan kavramları, bilişsel gelişim sürecine paralel olarak kullanabileceği ifade edilmektedir.
Çocuklar için felsefe elbette Sokratik yöntemi benimsemiştir kendisi için.
Sokratik yöntem özellikle somut deneyimlerle desteklendiğinden çocuklarla felsefe yapmak için isabetli bir yöntemdir. Ancak burada öğretmenlere önemli görevler düşmektedir. Öğretmenler çocukları uygun sorular sorarak yönlendirmeli, düşüncelerin açık bir şekilde ifade edilmesini sağlamalıdır. Lipman, Sharp ve Oscanyan’a göre öğretmenler şu tür sorularla süreci yönlendirebilir;
Açık Hale Getirme ;
Bunu açıklayabilir misin? -> Açıklama
Ne demek istedin? -> Tanımlama
Bana bir örnek verebilir misin? -> Örnek Verme
Nasıl yardımcı olur bu? -> Desteleme
Sorusu olan var mı? -> Sorgulama
Neden ve kanıt sağlama;
Neden böyle düşünüyorsun? -> Gerekçeyi biçimlendirme
Bunu nasıl bilebiliriz? -> Varsayımlar
Sebepler neler? -> Nedenler
Kanıtın var mı? -> Kanıtlar
Bana bir karşı örnek verebilir misin? -> Karşı örnekler
Farklı bakış açılarını keşfetme;
Başka bir yol düşünebilir misin? -> Bir görüşü yapılandırma
Farklı bir bakış açısı var mı? -> Spekülasyon
Söylediği ile aynı fikirde olmayan var mı? -> Alternatif görüşler
Bu görüşler/düşünceler arasındaki farklar nelerdir? -> Ayırt etme
Sonuç çıkarma;
Söylediğinden yola çıkarak neyi çözebiliriz/nereye varabiliriz? -> Doğurgu
Daha önce söylenenlere katılan var mı? -> Tutarlılık
Bunun sonucu nedir? -> Sonuçlar
Bunun için genel bir kural var mı? -> Kuralları genelleme
Söylediklerini nasıl test edebilirsin/doğrulayabilirsin? -> Doğruyu test etme
Soru sorma / tartışma;
Bu konuda hakkında sorusu olan var mı? -> Soru sorma
Bu ne tür bir soru bu? -> Analiz etme
Bu soru bize nasıl yardımcı olur? -> İlişki kurma
Biz nereye vardık/ özetleyecek olan var mı? -> Özetleme
Bu soruyu cevaplamaya yaklaştık mı? -> Sonuca yaklaşma
Ayrıca Lipman, Sharp ve Oscanyan’a göre felsefi düşünmeyi geliştirebilmek için öğretmenin şu dört temel koşulu yerine getirmesi gerekir:
-
Felsefi Sorgulamaya Bağlılık: Felsefi sorgulama, çocukları anlayan, felsefi konulara duyarlı ve günlük yaşamla felsefe arasındaki ilişkiyi gösteren bir öğretmenin varlığına bağlıdır. Öğretmen, sonsuz anlam arayışında çocuklara örnek olmalıdır. Felsefi sorgulamaya bağlılık, söylenen ile yapılan arasındaki tutarlılık, prensiplere sahip olma ve bunlara uygun davranma ile gerçekleşir. Öğretmen, öğrencilerin düşünme süreçlerini tanımalı ve yakından takip etmeli, düşüncelerinde tarafsız olmaları için onlara yardımcı olmalı, düşüncelerini yansıtmak için ihtiyaç duydukları araçları geliştirmeleri konusunda destek olmalıdır.
-
Aşılamadan Kaçınmak: Öğretmen, katılsa da katılmasa da öğrencinin görüşünü savunmasına engel olmamalı; bu görüşler karşısında tarafsız davranmalı ve kendi değerlerini, görüşlerini aktarmaktan kaçınmalıdır.
-
Saygı Duymak: Öğretmenin çocukların görüşlerine saygı duyması gerekir. Öğretmen, her şeyi bildiğine inanır, hep doğru yolda olduğunu düşünürse çocukların görüşlerine saygı duymayacaktır. Oysaki bilginin sınırsız olduğunu anlarsa diğerlerini görüşlerini dinler.
-
Dürüstlüğü Hatırlatmak: Dürüstlük hem sorgulama süreci hem de öğretmen ve öğrenci ilişkisinin sağlam olması da önemli bir etkendir. Öğrencilerin görüşlerini dürüstçe ifade edebilmeleri için özgür bir ortamın varlığı, düşüncelerine saygı duyulması gerekir.
Kazanımlar ise genel minvalde şu şekilde sıralanabilir;
Kavram yapılandırma |
Tanımlama, sınıflama, kavramsal bağlantılar ve çerçeveler oluşturma |
Sorgulama becerileri |
Soruyu araştırma, sorgulama sürecindeki sorunları keşfetme, nasıl inceleyeceğini, soracağını, betimleyeceğini öğrenme |
Akıl yürütme becerileri |
Mantık, argümantasyon, tümevarım ve tümdengelim akıl yürütme/eleştirel düşünme |
Çevirme becerileri |
Kaynakça;
-Nihan AKKOCAOĞLU ÇAYIR, 2015, Çocuklar İçin Felsefe Eğitimi Üzerine Nitel Bir Araştırma,
Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü
- Felix Marti-Ibanez, Felsefe Öyküleri, İmge Kitabevi, Ankara, 1998